http://img27.imageshack.us/img27/7562/rza3.gif
   
 
  YANDI YÜREĞİM








YANDI YÜREĞİM

Geçen gün(on sekiz Temmuz) Denizli’den Nazilli’ye  yolculuk ediyordum.Buharkent jeotermal enerji santrali bölgesine geldiğimizde yine yüreğim burkuldu, yine acı ve hüzün dolu gözlerle tepelere bakakaldım.Herhalde anız yakmak için ya da kuru otları yok etmek amacıyla tutuşturmuşlardı otları.Minibüsün penceresinden bakakaldım..Kalbimin sızladığını,beynimin zonkladığını ,aldığım nefesin ciğerimin yangınlığıyla dışarı fırlarken ağzımdan da bir offf nidasının çıktığını hissettim.
               Yine düşüncesizce anız yakma…Yine sorumsuzluk,yine acı,yine hüzün…Ne zaman uyanacağız ,ne zaman bitecek bu anız yakmalar?Ya da kuru otlardan kurtulmak için yakmaktan başka bir çözüm düşünmeyişler…
               Alevler yavaş yavaş ilerliyordu hemen bitişikteki küçük çam fidanlarına doğru. “İnşallah” dedim, “fidanlara ulaşmadan söndürürler "  Yakındaki jeotermal enerji santrali tesislerindekiler, mutlaka haber vermişlerdir diye düşündüm minibüsümüz  uzaklaşırken yangın mahallinden. Aklım hep orada kaldı.Yollara daha dikkatli bakıyordum ama aklım hala yangındaydı. Daha dört-beş kilometre uzaklaşmıştık ki yine yolun sağında kuru otları tutuşturmuşlar bir zeytin ağacı yarısına kadar ateşte kavrulmuş ,kararmış kalmış.Ağacın bir yanı yeşil,diğer yanı yanmış ,kavrulmuş yapraklarla sanki hüzünlü bir bakış içindeydi.“Niye yaktınız beni” der gibi.Hayat ve ölüm bir ağacın bedeninde, insan(!) ın eseri.Tabi arada küçük fidanlar da tamamen kömürleşmiş,canlılıklarından  bir eser kalmamış.Düşünün yanan o yerdeki binlerce börtü böcek…Hepsi yaşamını yitirmiş,hepsi kömürleşmiş .Artık doğaya bir canlılık katma güzellikleri kalmamış onların.Bunu yapan eller,yakan eller hiç düşünür mü acaba onların yaşamlarını bitirdiğini, onları katlettiğini? Böyle düşünceler içinde gel-gitleri yaşarken biraz daha ileride,aynı kaderi paylaşmış  bir palamut ağacını ve bitişiğindeki küçük ağaçları gördüm.Yine üzüldüm,yine yandı yüreğim .Yakmışlar, mahvetmişler.Oysa ki gölgesinde kimler gölgelendi, bir oturum nefes aldı.Hangi hayvanlar dallarına kondu ötüştü;hangileri bir yuva kurdu koyu gölgesinde…Buraları çoktan yanmış sönmüş, içim yandı ama aklım hep o yangındaydı…Nazilli’ye vardım,işlerimi bitirip ertesi gün dönecektim.Aklım hep orada kaldı…
            Ertesi gün dönüş için yol kenarında el salladığım ve beni almak için birkaç saniye duraklayan otobüse bindim.Hava sıcaktı,otobüsün içiyse klimalar çalışıyor buz gibiydi.İçerim ise yanıyor,sıkılıyordum. “Bir an önce görmeliyim” diyordum.Yarım saati aşkın bir süre sonra gördüm.Söndürmüşler ,yangın büyümeden.Ama alevler bitişikteki küçük çam fidanlarına da yürümüş.Bereket fazla ilerlemeden söndürme ve soğutma çalışmakları yapmışlar.Küçük çam fidanları karalı yeşilli uzaktan seçiliyordu.
Üzüntümün yerine buruk bir sevinç aldı.Ya alevler daha yukarılara çıksaydı diğer ağaçlara ulaşsaydı.Aman ya Rabbim! bir kıyım olurdu.Buna seviniyordum ama yine de için yanıyordu.Hep duyuyoruz; “falan yerde yangında şu kadar hektar çamlık alan yandı”. Ya da “ filan bölgede çıkan yangın üç gündür söndürülemiyor”,  Anız yakmak istedi rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçrayan alevler kontrol altına alınamıyor” . Allah’ım ! yananlar ,yakılanlar ne büyük kayıp,ne büyük zalimlik ! Parmağımızın ucu yansa yüreğimiz sızlar;ya bunu yapanlar acı duymaz mı?Yoksa vicdanını, merhametini çoktan yitiren insan(!)mı bunlar?
            CEHALET en büyük düşman.Cahile anlatamazsın bunu;ANLAMAZ.Demek ki,sorun: EĞİTİMSİZLİK.Vicdanlara bu eğitimi vermezsek vicdan,merhamet sıyrılır gider yerinden .Ruh kararır;kalır geriye kaskatı bir yürek,insanlık vasıflarını yitirmiş bir bedenle.
                                 RİZAN h20072009
Rıza İzanHadim,Baklan, Nazilli, Aydın
 
GÜLİSTAN İZAN
Hadim, Baklan, Denizli, Nazilli, Aydın,Antakya,İstiklal İlkokulu,pamukkale
Van. Sitemde yazılarım şiirlerim.
ve yorumlarım ile hoş vakit
geçireceğinize inanıyorum
Rıza izan
Dış Bağlantılarım
 
Tarihte Bugün
 

Tarihte Bugün v.5.0
Site Sayacı
 
Sayaç: Ücretsiz Online Ziyaretçi Sayacı